21 Nisan 2016 Perşembe

BİR ÜMİT

Bu aralar sıkça dinler oldum bu ezgiyi yazımı okurken sizde dinleyin istedim
Küçük balık, yiyecek bir şey sanıp süratle atıldı çapariye. Önce müthiş bir acı duydu dudağında...
Sonra hızla çekildi yukarıya.
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü.
Neye benzerdi acaba gökyüzü.
Balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu..
Ve küçük balık anladı yolunun sonunun geldiğini...
Koca denizlere sığmazdı
oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende,
cansız dostlarına değiyordu ister istemez.
Bir kedi yalanarak baktı gözünün içine...
Yavaşca karardı dünya; başıda dönüyordu.
Son kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı,  birde yeşil yosunu..
İşte tam o sırada eğilip aldım onu,
yürüdüm deniz kenarına,
bir öpücük kondurdum başına.
Sade bir törenle saldım denizin sularına.
Bir an öylece bakakaldı,
sonra sevinçle dibe daldı gitti.
Teşekkürü de ihmal etmemişti,
bir kaç değerli pulunu avuçlarımda bırakarak.
Balıkçı ve kedi şaşkın yüzüme baktılar:
"Neden yaptın bunu ?" diye sorar gibiydiler.
"Bir gün" dedim ,
"Bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük balık kadar çaresiz,
son ana kadar hep bir ümidim olsun diye..."
Umut dünyası işte..
Profösör göndermişti bana bu yazıyı burdan da ayrıca teşekkür ederim .
İnsan imtihan ediliyor her daim.
Kimi zor kimi kolay
ruhsal bunalımlara itiyor bazen içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Acının şekli farklı olsada gösterdiği etki hep aynı...


1 yorum:

  1. Hikaye çok güzel, yaptığımız ya da hep yapmaya yeltendiğimiz şeyleri anlatmış. Ortak kaderi paylaşıyoruz. Bir sıkıntımız olduğunda da yalnız bana değil herkesin var bir imtihanı diyerek teselli de buluyoruz. Umudun yolcusu olmak güzel, her şey bitti demek için her zaman erken.

    YanıtlaSil